Gidiyorum
Uzun zamandır bakmakta olduğum ufuktaki
noktaya doğru,
Gözüme kestirdiğim, dikkatle izlediğim
ufuktaki ışığa doğru gidiyorum.
Bir geminin rotasını belirliyişi gibi yavaş
yavaş,
Kaplanın avına kilitlenişi gibi kararlı
bir şekilde
Gidiyorum senden.
Ufuktaki ışık mi gölge mi
bilmiyorum ama
Ufka doğru ayrılıyorum.
Ne
kadar tanıdık…
Bakıyorum evet uzun zamandır ama
Görünürde net bir varış noktası yok henüz.
Tam olarak nereye gittiğimi söyleyemem
ama
Tam olarak neden gittiğimi açıklayabilirim
uzun uzun.
Bir büyük deprem oldu bende;
Duvarlarım çatladı,
Denizlerim taştı,
O kadar kırıldım ki ikiye ayrıldım
sandım.
Sonra duruldu depremim;
Çiçekler açmaya başladı yine,
Bitti sandım.
Artçı sarsıntıları hesaba katmamışım;
Bitmedi sancım.
O artçı sarsıntıların birinde gördüm
iste ufuktaki ışığı.
Yüreğim açıldı,
Çiçekleri serdim ovalara,
Ufka doğru uzanan
yolu döşedim papatyalarla.
Kulağımda bir melodi,
Göğsümde bir hafiflik
Fakat kalbimde koca bir boşluk.
Bu ikilemler hiç bitmeyecek gibi…
Gidiyor olmaktan duyulan heyecanı
Gidiyor olmanın yarattığı karanlık boşluk
duygusu titretiyor.
Her gün ayni sertlikte basamıyorum yere
bu ikilemler yüzünden.
Eminim aslında;
“Orada bir köy var uzakta” ama
Yaktığım gemiler de yuvamdı eninde sonunda.
Sonra güneş doğuyor,
Martıların sesi,
Çanların tınısı...
Huzurluyum; ufukta güzel bir gelecek bekliyor beni.
Deniz Konuk
No comments:
Post a Comment