Geç kalmamak lazım
Kolumuzda bir saat olmasa eğer, nasıl geçtiğini anlamadığımız zamanı sürekli harcıyoruz. Sanki istediğimizde onu biriktirebilirmişçesine, dur dediğimizde gitmeyecekmiş gibi davraniyoruz ona. Saniyelerin önemini hiçe saymakla geçiyor ömrümüzün yarısı... Ve bir gün geliyor -ki 'o gün' kendini açıkça belli eder diye tahmin ediyorum- biriktirdiğimizi sandığımız o saniyelerin aslında kalıcı olmadığını anlıyoruz. ! BAM ! Kurduğumuz onlarca "Sonra yaparım", "Şu gün kesin yapacağım" ve "Daha değil" ifadelerini içeren cümlelerimiz geliyor aklımıza. Üşendiğimiz herşey tek tek çıkıyor karşımıza; üşendiğimiz ilişkiler, insanlar, sözler, vaatler, hayaller... Sürekli kurmaya devam ettiğimiz, her seferinde üzerine satırlar eklediğimiz, hatta üzerine kimliğimizi kurduğumuz ve sık sık üşenerek ertelediğimiz o hayaller. Peşinden gitmek için artık çok geç kalınan sevgili hayaller. Ya da insanlar, onu ertelemekten artık göz göze gelmeye çekindiğimiz insanlar. Y...