Posts

Showing posts from 2015

Melek

Şu ölümlü dünyada neden istediğim zaman sesini duyamayayım ki Melek? Ne kadar kötü olabilir yaşananlar bu kadar bir olan iki kalp için? Bu iki kalp atışı için dağlar devrilse ne yazar! Arada bir sesini duysam Melek? Önceki yaşamlardan tanıdık gözler, Huzur dolu kucağın, İpek gibi sesin. Arada bir seni görsem Melek? Kimsenin kimse olmadığı bir yerde, Yaşanan hiç bir şeyin yaşanmamışlığında, Kırılan kalplerin onarıldığı bir gezegende, Seni görebilir miyim Melek? Yüreğim özledi de seni... Sarılıp kokunu içime çekesim var Melek Ne garip hayatlarımız kesişip, yuvalarına oturdukları yerden bir dalgada, darma duman ederek her bir yanı, kopuyorlar birbirlerinden. Ben asıl olanı hiç unutmam, sende de daim olmasını dileyerek... Evrende geriye kalan her şeyi unutup ellerini tutabilir miyim Melek? Deniz Konuk

Çocuk

Image
Çocuk için dünyadaki en önemli şey oyuncaklarıdır. Çocuk arabalarını dizer evin giriş kapısından başlayarak, merdivenlerden indirdikten sonra oyun odasına kadar, sıra sıra. Çocuk bebeklerini dizer evin tüm kitaplıklarına. Bebeklerinin saçını tararken kuaför olur, onlara mama yedirirken anne, kitap okurken öğretmen olur çocuk. Arabalarının tüm lastiklerini teker teker söküp takarken tamici olur, pastel boyalarıyla gelişigüzel daireler çizerken ressam, kendi hazırladığı tiyatro biletlerini satarken gişeci olur çocuk. Sınırı yoktur hayal gücünün, sonu yoktur istediklerinin. Kalbi tertemiz, kirlenmemiş, şekillendirilmemiştir henüz büyükler tarafından. Keşke unutmasa büyükler çocuk saflığının ne kadar değerli olduğunu, keşke kalın duvarları olan kalıplara koymasalar onları... Çocuk yazın kumdan kaleler yapmak için iner sahile, Çocuk dondurma yemek için çıkar İstiklal Caddesi'ne, Çocuk suyun üstünde nasıl da sihirli bir şekilde durduğunu anlamak için biner bota, Çoc...

Gerçek

Sıcak bir kurşun yarası gibidir gerçek acısı O kadar ani nüfuz eder ki derine, Kemiklerine, sinirlerine, damarlarına ve hatta kalbine kadar ulaştığını anlayamaz insan ilk anda O anda Gerçek yaktığında Bir müddet sonra cayır cayır yanmaya başlar kurşunun çevresi Tam olarak adını koyamaz, ellerinle gösterebilirsin ancak Tam olarak bilemez, nedenini sorgularsın sadece Kestiremez, ona buna sorarsın çaresizce, bu deli yangına ayna tutsunlar diye Bir gök taşı, Şiddetle akan şelalenin altındaki sağır gürültü, Patlayan bombanın enkazından gelen melek çığlıkları, Kan kaybının, hayat ve ölüm arasındaki incecik çizgide seyir ettirdiği ambülansın uğultusu, Yıldızların arasından hızla gelişini seyire daldığın ve fakat adını koyamadığın bir gök taşı. Gördüklerin ve duyduklarına inanamadığın o anda Gerçek yaktığında "Cos" diye Tam olarak nereye ve nasıl düştüğünü kestiremediğin bir gök taşı Alevi, kurşunun kızgınlığı, kalbinin yangını, kulaklarının...

Bir Can Varmış, Bir Can Yokmuş

Zamanı 3 kelimeyle tanımlamış, yanlımışız; üç farklı zaman yokmuş Zamanın değerini bilmez olmuş, unutmuşuz; her an geçip gidiyormuş Pireyi deve yapmış, olur olmaz maddelere anlam yüklemişiz; meğer gitmek varmış, dönmek yokmuş Çok önemli saydığımız hataları öne koyup, doyasıya sevmemiş, sarılmamışız; bir bakmışız yarın yokmuş Sonra “keşke”lerden oluşan bir kitap yazmışız fakat; yaşananların telafisi yokmuş Başkaları gibi kendimizi de hor görmüş, gençliğimizi sonsuz sanmışız; oysa ki yıllar tek yöne doğru sürekli ilerliyormuş… Ne demiş Koca Adam;  Dün bitti, yarın gelmeyecek! Bir tek bugün var elimizde, Hatta bir tek şimdi var Tüm kalp kırıklarımı, dargınlıklarımı, korkularımı ve karmaşıklıklarımı bir kenara bırakıp yaşayabileceğim bir şimdim var Şimdi, elimde ne varsa ona sarılabileceğim, ne hissediyorsam onu yaşayabileceğim, sadece sevebileceğim, dün ne olduysa unutabileceğim tek an Esas olan Bugün, Şu an, Şimdi Çünkü günün sonunda;  ...