Monday, August 18

Rüzgar

Söküp atasım var
Zihnimi, sinirimi, kalbimi

Yakıp küllerini üfleyesim var bu gece
Rüzgarı, estiği yerden alarak sırtımın arkasına
Estiği yere doğru gidesim var; zihnimden, sinirimden, kalbimden uzak diyarlara
Mavi gökyüzünün, nil denizle buluştuğu yerde uyanasım var
Ufukta; gözlerim kapalı, göğsüm açık kucaklayasım var
Güneşi, sükuneti, kimsesizliğin huzurunu

Bir sırt çantam olsa
Alıp uzaklaşsam yatağımdan, sobamdan, ocağımdan
Sarı kapıları geçip
Artık bırakıp geride mazide kalanları
Kabullensem gelmişimi, geçmişimi, kendimi

Söküp atasım var
Bildiğimi ve bildiğimi sandığımı
Benliğimi ve yanılsamamı
Geçmişimi ve yaralarımı

Yakıp küllerini üfleyesim var bu gece
Gidişini, kalışımı ve satırlarını
Gözümden dökülen çocukluğumu
Çocuğumun omzuna yüklenen sorumluluğu

Olduğum gibi durasım var ufukta
Mavi gökyüzünün nil denizle buluştuğu yerde
Akıtasım var içimdekileri
Yankılanmadan yok olacak şekilde
Haykırasım var gelmişimi, geçmişimi, kendimi

Sesim çıkmayana kadar şarkı söyleyip
Nefesim kesilene kadar dans edesim var boşlukta
Senin gittiğin, zihnime bilinmez, ruhuma ev olan boşlukta

Bir an durasım var.
Uzunca bir an
ve bir an daha...


Deniz Konuk

No comments:

Post a Comment

Deko

My photo
kız yazdı, yazdı, yazdı...