Monday, March 8

Gülümse yaşıyorum diye

Bir fısıltı gibi, gelip giden dalgalar;
Kimi zaman şiddetle, hesap sorar gibi,
Kimi zaman sakince, okşar gibi parmaklarını.

Bir fısıltı, bir gizem var medcezirlerde…
Kulak verirsen duyarsın haykırışını;
Aşkı ilan eder köpüren mavilerinde,
Şiddetli tutkusunu dile getirir bazen,
Bazen de sıradanlığını fısıldar hayatın.

Sıradandır ya hayat senin için,
Boş dersin ya hani yaşama,
Kör gözlerin, nasırlaşmış hislerin, zayıflamış duyularındır bunun sebebi.

Oysa girince perdenin aralığından odana sımsıcak güneşin ışığı,
Isınmaz mı yüreğin?
Gerçekten hissetmiyor musun bu güzelliği?
Bu boş olmayışı fark etmiyor musun?

Vazgeçmişlik bu!
Boş vermişlik!
Vazgeçebilir mi insan
Tane tane, karanlığı aydınlatan yıldızlardan?
Karanlık çökünce serpiştirilen ateş böceklerini yok sayabilir misin?
Ağlamaz mısın sen hiç,
Güzellik ıslatmaz mı yanaklarını?

Nedir ki göğsünü sıkıştıran,
Ne kadar inkâr edebilirsin ki,
En gerçek, en baskın, en karanlık acılarının bile zamanla silikleştiğini?

Sence gerçek hep lacivert mi kalacak?
Pudralaşmayacak mı hiç?
Bir bakmışın pastele dönmüş en canlı renklerin…
Hiddetlendiğinde kızaran yanaklarından anla canlılığını.
Her kırgınlığında yaşadığını hissetmezsen eğer,
Ne değeri kalır ki mutluluğunun?
Aynada gördüğün yaşlanmış çehrende,
Ne değeri olurdu ki
Dudağının kenarındaki kıvrımların alnındakilere nazaran çok oluşu,
Yaşanmışlık olmasa?

Okşa onları,
Sadece fotoğraflarda değildir ki anılar.
Hatırla mutluluğunu yüzündeki çizgilerden.
Bir kez daha gülümse,
İyi ki yaşamışım diye!



Deniz Konuk

No comments:

Post a Comment

Deko

My photo
kız yazdı, yazdı, yazdı...