Wednesday, January 25

O Minnacık

Onun on küçük makarnadan oluşan küçük elleri,
On küçük bezelyeden ve birer pinpon topundan oluşan ayakları ve
Kürdan gibi bacakları var.
O bugün dört yaşında ama bahse girerim on, yirmi veya otuz sene sonra hala
On küçük makarnadan oluşan küçük elleri,
On küçük bezelyeden ve birer pinpon topundan oluşan ayakları ve
Kürdan gibi bacakları olacak… en azından annesinin gözlerinden bakıldığında.

O minnacık.
O gelmiş geçmiş en kurnaz melek; yavaş yavaş hayatın cilveleriyle tanışıp şekillenen, bir taraftan da ipek koza gibi saf ve şeffaf olan bir bebek.
Onun altın teli saçları var kestirdiğinde özlediği, özlemekten ağladığı, hemen uzasın diye aynanın karşısında sürekli çekiştirdiği.
Onun bir hokkası var ki, şakır şukur bütün kış! Bir de bağırması var ki “Sümüük!” diye, peçeteler diyarında kıyamet sebebi!
Elmacık, pamukçuk yanakları,
Dünyadaki her karanlığı örtebilecek, pırıl pırıl bir gülümsemesi var.
Pembe derisi o kadar hassas ki, manolyaya değse kızarır!
O minnacık, melek yüzlü bir bebek… annesinin meleği.

Bazı geceler onu izliyor.
Küçük göğsünün nefes alıp verdikçe hareket edişini,
Pamuk sekeri yüz ifadesine limon sıkılmış gibi kırpıştırıverdiği gözlerini,
Hamurcuk ellerini birbirine kenetlemesini… o kadar değerli ki!
İster istemez dua etmeye başlıyor kadın. Onu korumak, olup olabilecek her turlu kötülükten onu uzak tutmak için dua ediyor.
Kalbinin en dibinden sevgi sözcükleriyle bütünlesen yalvarışlarla dua ediyor;
“Tanrı’m sen onu koru”.

Çünkü biz aciziz.
Biz, hayatın önümüze sunacakları karşısında, sıklıkla, ne yapacağımızı bilemeyecek kadar aciziz.
Bunun farkındalığı, yani candan can olanı belki bir gün koruyamayacak olusunun farkındalığı, kalbini titreten bir duada son buluyor.

Hiç bir sevgi bundan öte olamaz.
Hiç bir şey -ne kelime, ne resim, ne de hareket- bu mucizeyi anlatamaz.
İnsan aklı bu olağanüstülüğü anlayamaz ki kitaplar anlatabilsin.

Aşk ile bir olmuş iki ayrı kalpten tohumlanan,
Annesinden ve annesinin içinde oluşan bir bebek.
Kendi kendine nefes alana kadar karnı annesinin karnında doyan,
Kalbi annesinin kalbinde atan bir melek.
Doğduğunda ise annesinin yaşama sebebi olan bir nokta; tıpkı diğer noktalar gibi.
Dünyada ne ilk, ne de tek olup, bir o kadar öyle düşünülen çocuğunuz.



Deniz Konuk

Deko

My photo
kız yazdı, yazdı, yazdı...